Akademik uzmanlık alanı patoloji olan Prof. Dr. Seçkin Serdar Arun nasıl kendi sağlığımız için düzenli kontroller yaptırıyorsak bu kontrolleri periyodik olarak hayvanlar için de yaptırmamız gerektiğini ifade etti. Nasıl insanlarda tümörler mevcutsa hayvanlarda her hayvan türüne özgü tümörlerin olduğunu ifade eden Arun, hatta bazı hayvanlarda aynı tür içinde bulaşabilen tümörler de olduğunu belirtti. Pet sahiplerinin hayvanlarını yılda en az bir kere veteriner hekimlere götürerek onları birçok hastalıktan koruyabileceklerini savunan Arun, özellikle kedi ve köpeklerin zamanında yapılan muayene ve tahlillerle yaşam sürelerini uzatabileceğimizi söylüyor.
BÖBREK HASTALANIRSA GERİ DÖNÜŞÜ OLMAZ
Hayvanlarımızı sadece bir problem çıktığında, yemesi içmesi kesildiğinde ya da can dostlarımızın keyfi olmadığında veterinere götürdüğümüzü söyleyen Arun, hayvanların her yıl en az bir kez genel kontrollerinin yaptırılmasını tavsiye ediyor.
Bunun sadece evcil hayvanlar için değil, tüm hayvanlar için geçerli olduğunu sözlerine ekleyen Arun, evcil veya egzotik hayvan fark etmeksizin bu kontrollerin düzenli olarak yapılmasının çok önemli olduğunu söylüyor.
Arun, ayrıca düzenli kan analizleri ile birçok hastalığın organlarda hasar yapmadan engellenebileceğini de vurguluyor. Hayvanlarda yaygın görülen rahatsızlıklardan birinin de böbrek hastalıkları olduğunu ifade eden Prof. Dr. Arun, böbrek hastalıkları ortaya çıktıktan sonra tedavinin oldukça güç olduğunu, böbrek yetmezliğinin erken dönemde kan analizleri ile teşhis edilmesi durumunda bu hastalığın tedavisinin mümkün olduğunu belirtiyor.
HAYVANLARDA KANSER VAKALARI ÇOK ARTTI
Prof. Dr. Arun, hayvanlarda rastlanan kanser vakalarının oldukça arttığını ve günümüz koşullarından dolayı tümör tiplerinin daha da agresifleştiğini gözlemlediklerini söylüyor. Arun, VETLAB’ın bu konuda Türkiye’de hem pet hem de büyük hayvanlarda hizmet veren ilk ve en kapsamlı veteriner laboratuvarı olduğunu söylüyor. Arun, VETLAB’da veteriner patologlardan oluşmuş bir ekibin hayvanlarda tümör patolojisi çalıştıklarını ve kanser teşhisleri yaptıklarını da sözlerine ekliyor. Tüm patoloji faaliyetlerini ISO 17025 laboratuvar akreditasyon onayına sahip olarak gerçekleştiren VETLAB’ın raporları bu sayede uluslararası seviyede tanınıyor.
Değişen iklim koşulları ve beslenme şartları, hava kirliliği, egzoz gibi birçok etkene bağlı olarak kanser vakalarının arttığını söyleyen Prof. Dr. Arun gelişen modern görüntüleme yöntemleri ile muayene edilen hayvanlarda yüksek oranda tümöre rastladıklarını üzülerek belirtiyor. Arun, özellikle meme ve deri kanserlerinin daha çok rastlandığı kedi ve köpeklerde bu kanser tiplerini iç organ tümörlerinin takip ettiğini ifade ediyor. İşte bu yüzden evcil hayvanımız varsa erken müdahale için her yıl en az bir kez kontrole götürmemiz çok önemli diyor Prof. Dr. Serdar Arun.
Meme tümörlerinin de hayvanlar için ciddi risk yaratan sağlık sorunlarından biri olduğunu ifade eden Prof. Dr. Arun, veteriner hekimlerin genel muayenesi ile varsa şüpheli durumlarda erken tanı sağlanmasının hayvanın hayatını kurtarmada önem arz ettiğini söylüyor. Hayvanlarda boyutu bir santimi geçen habis tümörlerin teşhisten önce metastaz yapmış olabileceğini belirten Arun, düzenli kontrol ile hayvanlarımızı koruyacağımızı ve tedavi için erken müdahale ile avantaj sağlayacağımızı belirtiyor.
2003 yılında Türkiye’nin ilk “özel veteriner patoloji laboratuvarı” ruhsatını alan VETLAB’da her tür kanser tanısını koyabildiklerini söyleyen Arun, bu kabiliyette VETLAB’ın profesyonel veteriner patoloji ekibinin katkısına değiniyor. Ekip kuvvetli olunca tanı koyamadığınız bir kanser de kalmıyor diyen Arun, bu açıdan şanslı olduklarını da ifade ediyor.