Dünyanın son yıllarda gıda güvensizliğine neden olan bir dizi küresel sorunla yüzleştiğinin altını çizen Pakdemirli, gelecek nesilleri de düşünerek mevcut gıda sistemlerinin sürdürülebilir hale dönüştürülmesinin son derece önemli olduğunu vurguladı.
Pakdemirli, insan tüketimi amacıyla üretilen gıdanın her yıl yaklaşık üçte birine denk gelen 1,3 milyar tonunun, sosyal, ekonomik, çevresel ve en önemlisi iklim değişikliğine bağlı sorunlar nedeniyle kayba uğradığına ve israf edildiğine işaret ederek, “Dünya üzerindeki toprakların yaklaşık üçte birinin bozulmaya uğradığı, iklim değişikliği ile birlikte, ormansızlaşma, çölleşme, erozyon, biyolojik çeşitliliğin azalması ve yaşamak için gıdaya olan ihtiyacımız olduğu düşünüldüğünde, sınırları olan mevcut gıda sistemlerimizi, küresel ve ulusal ölçekte dönüştürmemiz ve sürdürülebilir hale getirmemiz zorunlu hale gelmektedir.” değerlendirmesinde bulundu.
Eylül 2021’de düzenlenen Gıda Sistemleri Zirvesi kapsamında yürütülen tüm çaba ve girişimleri desteklediklerinin altını çizen Pakdemirli, “Zirve kapsamında ülkenin gıda sistemlerini iyileştirmek ve daha sürdürülebilir hale getirmek için üretici örgütlerimizin güçlendirilmesi ve üretimde verimliliğin arttırılması, üreticilerimizin gelir düzeylerinin yükseltilmesi gibi birçok konuda gelişmeye açık alanları tespit ettik. 2030 yılına kadar sürdürülebilir bir şekilde gıda sistemlerimizin iyileştirilmesi için öncelikli olarak, çevre ve doğal kaynakların korunması ve sürdürülebilir kullanımı, sürdürülebilir tüketime geçiş, gıda kaybı ve israfının önlenmesi, halk sağlığı ve gıda güvenilirliğinin geliştirilerek sağlanması, özellikle kırsal alanlarda yoksulluğun azaltılması, gıda krizlerine karşı gıda sistemlerimizin dayanıklılığının artırılması konularına odaklanacağız.” ifadelerini kullandı.
Pakdemirli, gıda sistemlerinin iyileştirilmesi için kamu, özel sektör, sivil toplum kuruluşları, meslek odalarından üreticilere kadar geniş bir yelpazedeki paydaşların görüşleriyle hazırlanan ulusal yol haritasının içerdiği 10 öncelikli hedefi şu şekilde sıraladı:
“Güvenilir ve besleyici gıdaya özellikle hassas grupların adil erişiminin geliştirilmesi, yenilikçi yöntemlerle denetim ve kontrolleri güçlendirerek halk sağlığı ve gıda güvenilirliğinin geliştirilmesi, tarım ve gıda sektöründe tedarik ve değer zincirinin sürdürülebilirliğinin teşvik edilmesi ve gıda kaybı ve israfının azaltılması, tüketicilerde bilinçliliğin artırılması ve sürdürülebilir tüketimin teşvik edilmesi, iklim değişikliğine uyumlu üretim modellerinin iyileştirilmesi, su kaynaklarının verimli kullanılması, doğal kaynakların sürdürülebilir kullanılması, tarım ve gıda sektöründe dezavantajlı gruplar için daha kapsayıcı politika ve tedbirler geliştirilmesi, kırsal hayatın canlandırılması, iklim değişikliği, doğal afetler ve beklenmeyen krizlere karşı gıda sistemlerinin dayanıklılığının artırılması.”
Türkiye’nin yol haritasında öncelikli 10 hedefe ulaşabilmek için ortaya koyulan eylemler arasında, besin değeri yüksek, yeterli ve güvenilir gıdaya herkesin makul fiyatlarla erişimi, iklim değişikliği ve doğal afetler kaynaklı acil durumlara ve gelecekteki krizlere karşı gıda güvenliğin sağlanması gibi konuların yer aldığına dikkati çeken Pakdemirli, “Gıda sistemlerinin dönüştürülmesinin, hem ulusal hem de küresel ölçekte iletişim ve iş birliklerinin geliştirilmesi ile başarılabileceğine inanıyoruz.” dedi.