İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Bazen Susmak Bile Destektir

Depremzede vatandaşlarımızla beraber sessiz kalarak bile yanında olduğumuzu hissettirebiliriz. Anlatmak istedikleri olabildiğince sözünü kesmeden dinlenilmeli, kişinin tepki ve davranışlarını kabul ederek yargılamadan yaklaşılmalıdır. O an sessiz kalmak ya da bir şey anlatmak istemeyebilir anlatması için zorlamada bulunmadan onunla beraber sessiz kalarak da yanında olduğunuzu hissettirebilirsiniz.

Uzm. Kln. Psk. Begüm Demir

Depremzedeler için bazen susmak bile destek olmaktır. Psikolojik ilk yardıma ihtiyacı olduğunu düşünülen kişilere kendinizi tanıtarak, orada yardım için bulunduğunuzu ifade ederek yaklaşmak doğru olur. Kişi ile karşılaştığınızda ağlıyor olabilir, öfkeli olabilir. Bu durumları göze alarak, sakinliğinizi koruyarak yaklaşılmalı, kişinin duygularını yaşamasına engel olunmamalıdır.

Depremzedeye nasıl yaklaşılmalı?

‘Her şey daha iyi olacak, en azından hayattasın’ gibi basit güvence-gerçekçi olmayan nasihatlerde bulunmamalıdır. Şimdi ve gelecekte nasıl hissetmesi neler yapması gerektiğine yönelik yönlendirmelerden uzak durulmalıdır. Bu yaklaşım kişinin öz yeterliliğini düşürür. Kişiyi kendi ihtiyaçlarını karşılaması için cesaretlendirebilirsiniz. Bu şekilde kişinin kendisine olan güveninin artması sağlanabilir. Tutamayacağınız sözler vermemeye özen gösterin zira bu sözler gerçekleşmediğinde güvensizlik-umutsuzluk duyguları tetiklenmiş olur. Geçmişe dair, ‘Keşke şöyle olsaydı’ gibi cümleler kurmaktan kesinlikle kaçının. Bu cümleler kişide, suçluluk, yetersizlik gibi olumsuz duygular oluşturur. Eleştirel değil empatik tutum sergilemeye özen gösterin. Bazen kişiler psikolojik ilk yardıma ihtiyaç duymayabilir veya bu yardımı istemeyebilir. Yardım istemeyen kişileri zorlamamaya dikkat edin sadece destek istediklerinde kolayca ulaşılabilir olun.

 “Deprem toplumsal bir travma oluşturur”

Kişilerin süreç içerisinde, normalde yapmadığı tepkiler vermesini, yoğun duygular içine girebilecek olmasını, olağan dışı bir duruma karşı verilen olağan bir tepki olarak değerlendiririz. Travma kavramı, yalnızca travmatik sürece maruz kalan kişileri değil yaşanılan duruma doğrudan ya da dolaylı olarak tanık olan tüm toplumu etkileyebilen durumdur. Bundan dolayı travmatik olayın etki ettiği toplumda üzüntü, öfke, suçluluk, çaresizlik, yabancılaşma, kaygı gibi birçok duygunun kişilerde etki bıraktığı söylenebilir. Duygusal belirtilere fiziksel belirtiler de eşlik edebilir; baş ağrısı, mide ağrısı, göğüs ağrısı, diş sıkma, çarpıntı ve uyku düzensizliği görülebilir.

Suçluluk hissetmek çok normal ve insani

Tüm bu duygular yaşanırken toplumun harekete geçme isteği ile birlik olup yardımlaşma faaliyetlerine katılması, toplumun güvenlik algısının zemininin yeniden onarılmasına da destek olur. Yardımlaşmaya destek olmak ve faaliyetlerinin gerçekleştiğine tanıklık etmek de kişilerde umut duygusunun tekrardan oluşmaya başlamasını sağlayacaktır. Bireyler, depreme maruz kalan ve olumsuz süreçler geçiren diğer kişilerle kendi durumlarını kıyaslayarak suçluluk duygusu hissedebilir. Bu his, olası ve insani bir durumdur.

‘Ben ihtiyaçlarımı burada rahatça karşılayabiliyorken depreme maruz kalan kişilerin zorluk yaşıyor olması beni rahatsız hissettiriyor’ gibi suçluluk hissi başta olmak üzere çeşitli duygular yaratabilir. Düşünceleri düzenleyebilmek adına kişinin, duruma yönelik olarak, ‘Ben şu an bu durumu yaşayan insanlar için neler yapabilirim bu durumda benim fayda sağlayacağım noktalar neler olabilir’ şeklinde, kişilerin neler yapabileceğini düşünmesi, depremzedelere maddi veya manevi destek verebilmesi, bir şeyleri olumlu yönde etki edebileceği, değiştirebileceği potansiyelinin olduğunu fark etmesini sağlayarak suçluluk, üzüntü, öfke gibi duygularını dengelemesine yardımcı olacaktır.

“Akut stres bozukluğu görülebilir”

Deprem sonrasında yaşanan olumsuz süreçlerden dolayı kişilerde akut stres bozukluğu görülebilir. Belirtilere bakıldığında; yaşanılan travmatik olayın rüya ve zihinde tekrarlayarak canlanması, olumsuz duygu-düşünceler, yaşadığı travma ile ilgili ilişkilendirdiği durum, kişi, nesne, mekân gibi uyaranlardan kaçınma isteği, uyku bozuklukları gibi durumlar gözlemlenebilir. Bu durumlarda sosyal destek büyük önem taşır. Duygu-düşünceleri birileriyle paylaşmak rahatlama sağlayabilir. Akut stres bozukluğu geçici bir durumdur. Bir ay içerisinde geçmesi beklenir fakat bir aydan daha uzun sürdüğü, yoğunluğunun geçmediği durumlarda kişinin profesyonel destek alması önerilir.

Bazen Susmak Bile Destektir yazısı ilk önce Sağlık ve Yaşam Dergisi üzerinde ortaya çıktı.