İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Polat Balkan: Fettah Tamince ve işbirlikçileri, Antalya’dan elinizi çekin!

ANTALYA – FETÖ soruşturmalarıyla tanınan Fettah Tamince, eski Antalya Barosu başkanı Polat Balkan’a karşı açtığı manevi tazminat davasında, Antalya 9. Asliye Hukuk Mahkemesi Tamince’nin tazminat talebinin reddine karar verdi.
Fettah Tamince, Antalya Barosu eski başkanı Polat Balkan’ın sosyal medyadan yapmış olduğu paylaşımları gerekçe göstererek şikayetçi olmuş, ceza ve tazminat davaları açmıştı.
Gazete Grafiti ‘den Ali Taş’ın haberine göre; Balkan’ın sosyal medyadan Fettah Tamince ile ilgili 14/11/2020  tarihinde “bu toprakların gördüğü en karanlık ve kirli insanlardan biri olan Fettah Tamince ve işbirlikçileri, Antalya’dan elinizi çekin!” ile 09/12/2020 “bilerek ve isteyerek söylüyorum: Tarihin gördüğü en karanlık ve kirli insanlardan biri olan Fettah Tamince’nin yerli işbirlikçileri Antalya’yı esir almaya çalışıyor… Temel mücadele budur…” ifadelerini kullandığı paylaşımlar nedeni ile ceza ve tazminat davaları açmıştı.
Tamince’nin açtığı ceza davasında Polat Balkan Beraat etmiş, aynı zamanda Polat Balkan’a 100 bin TL’lik tazminat davası da açan Fettah Tamince’nin bu talebide reddedildi.
“ÇOĞULCULUĞUN BİR GEREĞİDİR””Taraflar arasında uyuşmazlık konusu, somut olayda davalının sosyal medyadaki paylaşımının içeriği itibariyle, ifade özgürlüğü kapsamında bir açıklamadan ibaret olup olmadığının ve davalının kişilik haklarına saldırı teşkil edip etmediği noktasında toplanmaktadır.” denilen dava kararında “İfade özgürlüğü; aynı zamanda demokratik toplumun temelini oluşturan, toplumun ilerlemesi ve bireyin gelişmesi için gerekli temel unsurlardan olup bu özgürlük, sadece toplum tarafından kabul gören, zararsız veya ilgisiz kabul edilen bilgi ve fikirler için değil; incitici, şoke edici ya da endişelendirici bilgi ve düşünceler için de geçerlidir. İfade özgürlüğü; yokluğu hâlinde demokratik bir toplumdan söz edemeyeceğimiz çoğulculuğun, hoşgörünün ve açık fikirliliğin bir gereğidir.” ifade özgürlüğüne vurgu yapıldı.
 “AĞIR ELEŞTİRİLERE DAHA FAZLA KATLANMALIDIR”Kararda, “Başta siyasi kişiler olmak üzere ifade özgürlüğünün, kişilerin itibarına zarar verecek boyuta ulaşmaması gerekir. Bu gereklilik, temel hak ve hürriyetlerin; kişinin topluma, ailesine ve diğer kişilere karşı ödev ve sorumluluklarını da ihtiva ettiğini belirten Anayasa’nın 12. maddesinin ikinci fıkrasından doğan bir zorunluluktur. Bu itibarla, Anayasa’nın 26. maddesinin ikinci fıkrasına göre ifade özgürlüğünün sınırlandırılma nedenlerinden biri de başkalarının şeref ve itibarının korunmasıdır. Ancak demokratik toplumlarda siyasiler, üst düzey bürokratlar ile kamuya mal olmuş kişiler, diğer insanlara nazaran ağır eleştirilere daha fazla katlanmalıdır” denildi.
“BARO BAŞKANI OLDUĞU İÇİN KAMU YARARI VAR”Karar metninde, Polat Balkan’ın Baro Başkanı olduğuna vurgu yaparak;
“Somut olayda, davalının Antalya 25. Asliye Ceza Mahkemesince davacıya hakaret ettiği belirtilerek ceza yargılaması yapılmış, ceza yargılaması sonucunda davalı tarafından sarf edilen sözler muhatabını rahatsız edici, kaba nezaket dışı hitap ağır eleştiri niteliğinde ise de davacının öne çıkan iş adamı kişiliği gereği şok edici, kırıcı ve rahatsız edici boyutlara varan eleştiriye hoşgörü göstermesi zorunlu bulunması ve sözlerinin katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmaması nedeniyle davalı hakkında beraat kararı verildiği, beraat kararları hukuk hakimini bağlamasa da maddi vakıalar hukuk hakimini bağlayacağından ve davacının kamuya mal olmuş kişilerden olması nedeniyle ağır eleştiri derecesinde olan davalının beyanını hoş görmesi gerektiği, davalının beyanlarındaki haber ve yoruma toplumsal ilginin bulunduğu, haber ve yorumun yapılmasında davalının olay tarihinde baro başkanı da olduğu düşünüldüğünde kamu yararı bulunduğu, bu nedenle davalının sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımın kişisel değer yargısı niteliğindeki ifade ve düşünce özgürlüğü kapsamında ağır eleştiri olarak kabulü gerektiği, davalının davacının kişilik haklarına saldırıda bulunmadığı, yaptığı beyanatların hukuka aykırı olmadığı anlaşıldığından, davacının manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur.”ifadeleri yer aldı.