İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Songül Başkaya’nın seçim kampanyasına 10 bin TL bağış

Tamince ’ye rant kazandıran meclis kararını duymayan kalmamıştır. Uzun süredir kent gündemini meşgul ediyor.
Kamuoyunda, basında büyük tepki toplayan ve geniş yer verilen bir karardı. Yani “Fettah Tamince Kararı” sansasyonel neredeyse birçok gazetecinin birbiriyle yarıştığı tarzda bir haberdi.
CHP’ye yakınlığıyla bilinen bazı basın mensuplarının konuya sessiz kaldığını ve köşelerinden ya da sosyal medya hesaplarından neden tepki göstermediklerini dile getirmiştik.
Tamince haberinde Arda Kır isimli muhabirin arkasına saklanan, haberi yüzeysel geçen hatta araya farklı konuları sokarak haberi yumuşatmaya çalışan, köşesinden bir cümle yazamayan, sosyal medyada baya aktif olmasına rağmen sessiz kalan.
CHP’den Milletvekili aday adayı, aynı zamanda Antalya Ulaşım AŞ yönetim kurulu üyesi gazeteci Songül Başkaya, haberden o kadar rahatsız olmuş ki Tamince sessizliğini gazetemize ve şahsıma hakaret etmek için bozdu.
Tamda yaklaşık birkaç hafta önce eşi Ahmet Başkaya yine şahsıma hakaret ettiği bir paylaşımdan dolayı Antalya 28. Asliye Ceza Mahkemesi’nin kararı ile ceza almışken!
Ama görünen o ki karı – koca bu hakaret ve nefret dilini alışkanlık haline getirmiş, yalan ve iftirayı ağızlarına pelesenk etmiş.
İyi bilindiği üzere hanımefendinin sahibi olduğu gazetenin en büyük özelliği bu tarz haberlerin Songül Başkaya imzası ile manşetten “Özel Haber” şeklinde verilmesidir. Kendisinin bahsettiği gibi kent sorunları ile ilgili sözde açtığı davalar, bu tarz haberler, siyasi kariyeri için yapılan PR çalışmalarının vazgeçilmezidir.
Yanlışsam düzeltin…
Songül Başkaya, “Kurdukları internet siteleriyle köşe dönmeye çalışan AKP artığı çapulcu sürülerinin ve geçmişte kirli tadilatları kotaran iş takipçilerinin şahsım üzerinden reyting alma çabalarına son kez cevap veriyorum.” Diyor. Hızını alamıyor, “Siyasi kariyerime dönük linç kampanyanız tutmaz, çakallar” diye devam ediyor.
Hal böyle olunca bende birkaç kelam etmek istiyorum. Songül Başkaya’nın sosyal medya hesabından şahsıma ve gazetemize yönelik ithamlarından yola çıkacak olursak;
AKP’li İl Başkanı İbrahim Ethem Taş ile hediyeleşen, samimi pozlar veren, kapalı kapılar ardında görüşmeler gerçekleştiren SEN, fakat bugüne kadar haklarında yazdıklarım için dava açacaklarını beyan eden AKP’li İbrahim Ethem Taş ve Mehmet Metiner gibi isimlerin hedefinde olan BEN “AKP artığı çapulcuyum” öyle mi?
AKP’li Cumhurbaşkanı Antalya’ya gelmeden 3 gün önceden sürmanşet reklamlarını yapan, AKP’li isimlerin PR’ını yapan SEN, fakat 1,5 yıldır Cumhurbaşkanı’na Hakaret’ten yargılanan, Ahmet Kürşat Köhle gibi isimlerin hedefinde olan BEN “Gazetemiz ile köşeyi dönmeye çalışan, AKP artığı çapulcu, Çakallarız” öyle mi?
AKP İl Başkanı ile AKP İl Başkanlığıyla reklam anlaşmaları yapan, hiçbir yeterliliğin olmadığı halde Antalya Ulaşım AŞ’de yönetim kurulu üyesi olarak maddi ve manevi çıkar sağlayan, belediyelerden abonelik alan, gazetende iki haber yapıp arkadan fatura kesip gönderen SEN, fakat hiçbir reklam kabul etmeyen, hiçbir belediyelerden, kamu kurum ve kuruluşundan abonelik ya da vs. almayan, hiçbir haberden sonra fatura düzenlemeyen BEN “Kurduğum gazete ile köşe dönmeye çalışıyor, AKP artığı çapulcu oluyorum” öyle mi?
Antalya Ulaşım AŞ’de AKP’li Reşat Petek’in adamlarıyla iş tutulurken, CHP’li isimler işten çıkarılırken, Antalya Ulaşım’da onlarca personel mobbinge uğrayıp istifa ederken, yeni yıl arifesinde 5 kadın sorgusuz sualsiz işsiz bırakılırken, ulaşımda yaşanan skandallara sesini çıkarmayan SEN, fakat selefin AKP’li İbrahim Ethem Taş’ın döneminden bugüne tüm sorunları dile getiren, o işçilerin uğradığı mağduriyetleri gündeme taşıyan BEN “AKP artığı çapulcu, çakalım” öyle mi?
CHP Muratpaşa İlçe Başkanı Hasan Şahin’in 27.11.2019 tarihli basın açıklamasında;
“AKP’li oda başkanları ile iş tutanlarla, yetkinliği olmadığı konularda belediye şirketlerinde görev alarak gelir elde etmeye çalışanlarla, gazetesi için kurumlardan reklam ücreti almak için çabalayanlarla, çalıştırdığı basın emekçilerinin kıdem tazminatını ödemeyenlerle,Sayın Genel Başkanımızı ve Genel Merkezimizi siyasal İslamcı, Sorosçu, TESEV’ci, 10 Aralıkçı, ikinci Cumhuriyetçi gibi söylemlerle itham edenlerle, örgütümüzün hiçbir menfaat gütmeden gece gündüz çalışan emekçilerini ADLİ SUÇLULARMIŞ gibi manşete taşıyıp gazetecilik değil TETİKÇİLİK yapanlarla mücadelemiz sonsuza dek sürecektir.” Devamında,“Cumhuriyet Halk Partisi’nin her seçim döneminde bir yerlere aday olan, mevki ve makam elde etmek hırsıyla yazı işleri müdürü olduğu gazeteyi bu amaç doğrultusunda kullanıp, parti içinde hizip yaratmaya çalışan bu şahıs ve gazetesi hakkında, suç duyurusunda bulunacağız. Kimse partimizi, parti emekçilerimizi kişisel ikballeri üzerinden yalan yanlış haberlerle KARALAYAMAZ!”İfadelerini kullandığı SEN ve GAZETEN,
Fakat sadece gerçekleri hiçbir çıkar ve menfaat gütmeden dile getiren BEN ve GAZETEM “Köşeyi dönmeye çalışan, AKP artığı çapulcu, çakallarız” öyle mi?
AKP iktidarının muhaliflere yönelik kullandığı “artık, çapulcu, çakal” gibi hakaret ve nefret dilinin aynısını kullanan SEN, fakat “AKP artığı çapulcu, çakal” BEN öyle mi?
Psikolojide bir savunma mekanizması vardır, ismi ‘yansıtma’. Kısaca, “insan kendinde olanı diğerine yansıtır. Diğerine atfettiği sıfatlar kişinin kendisine aittir.” Der.
Ben bu konuyu Antalya kamuoyunun vicdanına bırakıyorum.
Ve en az iki kadın adayın CHP’den seçilebilir sıradan aday gösterilmesi düşüncesi ile pozitif ayrımcılık yapıyorum.
Songül Başkaya’nın adaylık kampanyasına 10 bin TL bağışlıyor, Songül hanımın tarzında; reklamın iyisi kötüsü olmaz düşüncesi ile bu yazıyı ANKARA ve ANTALYA hedefli 10 bin TL sponsorlu çıkıyorum.
Bütün aday adaylarına başılar dilerim…
Not: Ebru Küçükaydın’ın yakın çevresinden öğrendiğime göre, siyaset yapmak istediği için gazeteciliği bırakmış, uzun zamandır ne haber nede köşe yazısı yazmıyormuş. Bir tercihtir saygı duyuyorum.