İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Türkiye ve Slovenya’da kuraklık ve sulak alanlar için ortak çalışma başlıyor

Kasım ayında başlayacak çalışma, İzmir ve Lubliyana kenti arasında sulak alanlar ve kuraklık konusunda diyaloğun geliştirilmesi, kapasitenin artırılması ve her iki şehir için bilgi alışverişi yoluyla ortak ve sürdürülebilir bir zemin oluşturulmasını hedefliyor. 6 ortak İzmir ve Lubliyana’da kuraklığın olumsuz etkilerine karşı adaptasyonu ve dayanıklılığı artırmak, kuraklığa karşı yerel, bölgesel ve sektör bazlı stratejiler ve gelecek projeksiyonları oluşturmak için çalışacak. 

Bu ortaklık sonucunda, bir eylem planı ortaya koyarak iki şehir arasında somut ve sürdürülebilir bir ağ geliştirmek, Gediz Deltası ve sulak alanların önemini tanıtmak, çiftçilerin, halkın, öğrencilerin kuraklık ve sulak alanlar konusunda bilgi düzeyini artırmak amaçlanıyor.

“Kuraklık Yönetimi ve Sulak Alanların Korunması Yoluyla Sürdürülebilir Kentsel Gelecek Projesi” Türkiye ve AB Arasında Şehir Eşleştirme-II (Yeşil Gelecek için Şehir Eşleştirme) Hibe Programı (TTGS-II) çağrısı kapsamında destekleniyor.

UNESCO Dünya Doğa Mirası Adayı Gediz Deltası çalışmanın odak noktası

Çalışmanın uygulama alanlarından biri olan İzmir’in Gediz Deltası, binlerce canlıya yaşam ortamı sunduğu için uluslararası öneme sahip nadir sulak alanlardan biri. Doğa Derneği 20 yılı aşkın süredir ilgili kurumlarla birlikte deltada koruma ve bilimsel araştırma çalışmaları gerçekleştiriyor. 2020 yılından bu yana deltada İzmir Büyükşehir Belediyesi ile birlikte koruma çalışmaları yürüten dernek, projeye sulak alanlar konusundaki bilgi ve deneyimi ile katkı koyacak. Projedeki eğitim faaliyetleri ve buluşmalar Gediz Deltası’nda gerçekleştirilecek. 

Kuraklık ve Sulak Alanların Korunması Eylem Planı ortaya konacak.

Proje hakkında açıklama yapan Doğa Derneği Genel Koordinatörü Serdar Özuslu “Avrupa ve Türkiye’den yerel yönetimlerin ve sivil toplum kuruluşlarının bir arada olduğu örnek bir çalışma gerçekleştirmek için bir aradayız. İklim değişikliğinin etkilerini aza indirmek gibi bir rolü olan sulak alanların yaşamaya devam etmesi ve kuraklığın etkilerinin en aza indirgenmesi için bu çalışma bir yol açacak. Birlikte ortaya koyacaklarımız hem sulak alanlar ve kuraklık konusunda karar vericilerin ve bölge halkının farkındalık düzeyini arttıracak ve böylece bireysel önlemler geliştirmelerine katkı sağlayacak. Hem de İzmir ve Lubliyana için hazırlayacağımız Kuraklık ve Sulak Alanların Korunması Eylem Planı Türkiye ve Avrupa’daki diğer şehirler, sivil toplum ve yerel yönetimler için emsal olacak.” dedi.