Son günlerde ülke gündemini ele alan soğuk ve yılbaşı akşamlarının soba üzerinde pişirdiği eğlencelik kestane hepimizin konusu oldu. Bu konu da Türkiye’nin en çok kestane üreten iller sıralamasında ikinci sırada olan İzmir’le başlayıp, İstanbul, Van, Trabzon gibi birçok ilimizde ardı ardına gelen denetimler oldu.
Bu denetimlerden bir tanesi de sosyal medyaya düşen videoda Gaziantep Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu‘nun 100 TL’ye alınan kestanenin 180 TL’ye satılmasın fahiş kar olduğunu ve bu rakama satılamayacağını söyleyerek tezgahı toplattığını görüyoruz. Öncelikle şunu belirtmekte fayda var. Türkiye’deki gıda enflasyonunun net bir şekilde önlenmesi lazım. Ancak burada bazı soruları sormamız gerekiyor diye düşünüyorum.
Belediyenin fahiş fiyatla ceza kesme yetkisi var mı? Satıştaki ne kadar kar, normal sayılır? Bunun üstüne fahiş kar denilecekse, neye göre bu oran belirleniyor? Bu soruların cevaplanması gerekiyor.
Konumuza gelirsek kestane Çin’den ithal ediliyor. Bu ülkeyle çeşitli anlaşmalar var. Tavuk gibi birtakım ürünlerimizi satıyoruz. Onlardan da kestane gibi ürünler geliyor. Türkiye’nin 2023 yılı kestane üretimi 71 bin ton civarı. Geçen sene 80,2 bin ton kestane üretimi %11,3 azalarak bu yıl 71 bin tona düştü. Rakamlardan görüldüğü gibi bu sene kestane üretiminde rekolte düşüklüğü var. Ülkemizin 86 milyon nüfusu, 5 milyon civarı sığınmacı ve 50 milyon civarı turist sayısını düşününce adam başına bir tane kestane bile düşmüyor. Ülkemizin 30 ilinde kestane üretimi vardır. Aydın ilimiz %29’luk pay ile ilk sırayı alırken onu %29’ile İzmir ve %6 ile Bartın ilimiz takip etmektedir. Rekolte düşünce fiyatta doğal olarak yüksek. Yani yiyeceksen ithal etmek zorundasın. Dolayısıyla üretimi içeriye bile yetmeyen ürünü herkes yiyemiyor.
Burada sorulması gereken asıl soru; yıllık 3,2 milyon ton civarı üretimimiz olan ve sofralarımızın baş tacı olan karpuz gibi bir ürünün neden dilimle satıldığı olmalı? Ya da Anadolu coğrafyasında yaşıyor olup da ihtiyacımız, olan eti yeterince yiyemiyor olmamız normal mi geliyor size?
Bir de kestane deyince, fiyatları nedir diye baktım. Ankara’nın Çukurambar semtinde 270 Lira, Demetevler’de 195 Lira, Ulus halinde ise 120 Lira. Bu fark nasıl ve neyden dolayı oluşuyor? Sadece kira farkıyla bu açıklanabilir mi?
Kestane Sayın Başkan Tahmazoğlu videosuyla gündeme düştü ama asıl fahiş fiyata müdahale meselesine gelince benzeri fahiş fiyatlara müdahalede tek yetkili Ticaret Bakanlığı. Yani belediyenin işi değil. Yetkililerden aldığım bilgiye göre de Bakanlık, şikâyet üzerine hareket ediyor. Fahiş fiyatla ilgili Şikâyet, haksız rekabet değerlendirme kuruluna geliyor ve inceleniyor. Bir önceki aya göre fiyat artışı da dahil, maliyet vb. rakamlara bakılıyor.
Örneğin kimi zaman %10’a ceza kesilirken kimi zaman %100’e ceza kesilmiyor, olayın sebebi araştırılıyor. Haksızlık görülürse ceza kesiliyor. Yani şikâyet olmazsa, ancak rutin kontrollerde (o da tespit edilirse) fahiş fiyata ceza söz konusu! Sayın Tahmazoğlu’nun yetkisi olmasa da fiyat müdahalesi, zaten geçim sıkıntısı çeken vatandaş için önemli bir husus. Ama Tarım ve Orman Bakanlığını da zor durumda bırakmak bu. Çünkü Çin’den karşılıklı tarım ürünleri ticaretimiz var. Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü ithal edilen kestaneleri kontrol ederek yurt içine sokuyor. En doğru bilgiyi oradan almakta fayda var.
Sonuç olarak kim ne derse desin üreticinin artan maliyetleri ile tüketicideki azalan alım gücü birleşince, gıda da fahiş fiyatın önüne geçemez hale geliniyor. Doğal olarak çarşı pazar karışıyor!