Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifleri, Tarım ve Orman Bakanı Bakanı İbrahim Yumaklı’nın katılımıyla AFAD Başkanlığında AFAD-DSİ Sel ve Taşkın Risk Azaltma Protokol Töreni düzenlendi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan törende yaptığı konuşmada, Kovid-19 salgınıyla başlayan, ardından savaşlarla katmerlenen ekonomik zorlukların, depremin omuzlarına bindirdiği yükle daha da ağırlaştığını dile getirdi.
Bu zorluklara rağmen asrın felaketinin üstesinden asrın birlikteliğiyle geldiklerini ve geleceklerini belirten Erdoğan, “Bugüne kadar 80 bine yakın konutu ve köy evini hak sahiplerine teslim ettik. Her ay 10-15 bin konutun teslimatını yaparak, yıl sonuna kadar bu rakamı 200 bine ulaştırmayı hedefliyoruz.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 6 Şubat depremlerinin Türkiye açısından bir kırılma noktası olduğunu ifade ederek deprem öncesinde son 21 yılda afete hazırlık bakımdan attıkları her olumlu adımın faydasını, çok net bir şekilde gördüklerini söyledi.
Afet yönetiminin daha önce farklı kurumların uhdesinde olduğunu anımsatan Erdoğan, “Bu da özellikle afet anında ciddi koordinasyon sorunu olarak ortaya çıkarıyordu. Söz konusu görevleri bir araya toplayarak 2009 senesinde Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığını yani AFAD’ı kurduk. Devletimizin ilgili tüm kurumlarını afet öncesi ve sonrası süreçlere dahil ederek, koordinasyon ve işbirliğini güçlendirdik. Bugün vatandaşlarımız AFAD’ı, UMKE’si, Kızılayı, polisi, jandarması, sosyal yardım uzmanıyla en sıkıntılı günlerinde devletini yanında buluyor.” diye konuştu.
Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün, özellikle orman yangını, sel ve taşkınlarla mücadelede vazgeçilmez roller üstlendiğine işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:
“Van, Elazığ, İzmir ve Maraş depremlerinden Manavgat orman yangınına, Batı Karadeniz ve Kumluca’daki sel baskınlarından diğer tabii afetlere kadar vatandaşlarımızın en zor günlerinde devletimiz tüm kurumlarıyla seferber olmuştur. Bize örnek gösterilen batılı ülkelerin aylar boyunca yapamadığı işleri, bizim kurumlarımız, hamdolsun, günler içinde tamamlamaktadır. Zaman zaman ortaya çıkan sorunları da hızla çözüme kavuşturuyoruz.”
“SADECE TAŞKINLARDAN DOLAYI OLUŞAN FATURA, 4 MİLYAR DOLARI BULMAKTADIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kurumsal kapasitenin güçlendirilmesi yanında TOKİ vasıtasıyla dayanıklı, modern, sağlam binalar inşa ettiklerini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“2003 yılından bu yana TOKİ tarafından yapılan bina sayısı 1 milyon 351 bini aşıyor. Kentsel dönüşüm projeleriyle ülkenin dört bir yanında 3,3 milyon konutun inşasını tamamladık. 6 Şubat’ta yıkılan tüm binaların yüzde 90’ından fazlası, 1999 yılı öncesinin inşaat standartlarında yapılanlardı. Tünel kalıp sistemlerinin ve sismik izolatörlerin ne kadar hayati öneme sahip olduğu bir kez daha anlaşılmıştır. Aynı durum sel, taşkın, su baskını ve heyelan gibi yüreklerimizin yandığı diğer felaketler için de geçerlidir. Doğrudan dere yatağına inşa edilen bir binanın, yüzde 100 güvenli olduğunu kimse söyleyemez. Temizliği ve ıslahı vaktinde yapılmayan dereler, ciddi risk taşıyor demektir. Tabiatla uyumlu bir yapılaşma, şehirleşme ve yaşam tarzı yerine, tabiata ters bir anlayışla hareket edildiğinde bedel ödemek, maalesef, kaçınılmaz hale geliyor.”
Ülkemizde son 3 yılda, 386’sı Karadeniz’de olmak üzere toplam 1500 adet sel, su baskını ve taşkın meydana geldiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan “Bu afetlerde, gerçekten üzülerek ifade ediyorum, 113 insanımız hayatını kaybederken 405 kardeşimiz de yaralandı. Sadece taşkınlardan dolayı oluşan fatura, 4 milyar doları bulmaktadır. Geldiğimiz noktada şu hakikati çok net bir şekilde görebiliyoruz. Şayet yuvalarımızda gönül rahatlığıyla oturmak; şehirlerimizde güven içinde yaşamak; köylerimizde, yaylalarımızda endişesiz hayat sürmek istiyorsak hem tabiata saygılı olmak hem de gereken tedbirleri almak mecburiyetindeyiz.” değerlendirmesini yaptı.
“BİZİM BÜTÜN DERDİMİZ İNSANIMIZI YAŞATMAKTIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, afet öncesi yapılan 1 birim harcamanın, afet sonrası ortalama 15 birime karşılık geldiğini akıldan çıkarılmadan hareket edilmesinin şart olduğunu vurgulayarak, “Diğer türlü, Allah korusun, tarihin tekerrür etmesine mani olamayız. Bunun için sadece kurumsal kapasitenin ve işbirliğinin güçlendirilmesi yeterli değildir. Başta deprem olmak üzere ülkemizin doğal afetlere hazırlık noktasındaki eksikleri de süratle giderilmelidir. Nüfusunun yüzde 71’i deprem riski yüksek yerlerde ikamet eden Türkiye’miz için kentsel dönüşüm çalışmaları tercihten öte zorunluluktur.” dedi.
Bilim adamlarının her gün deprem konusunda uyarılarda bulunduğunu ve önceki hafta Tokat’ın 5,6 büyüklüğünde bir depremle sarsıldığını dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
“Deprem İstanbul’umuz için bir beka meselesi haline gelmişken yani deprem gerçeği kendini sürekli hatırlatırken hiçbirimizin dönüşüm projelerini geri plana itme, önemsiz hale getirme lüksü yoktur. Ülke ve millet meselesinin siyasi partisi olmaz. Afetlere hazırlık, bizim nazarımızda siyaset üstü bir konudur. Açık söylüyorum, bizim bütün derdimiz insanımızı yaşatmaktır. Bizim amacımız, vatandaşımıza müreffeh bir gelecek sunmak. İhmalden, siyasi rekabetten, tembellikten veya para hırsından dolayı daha fazla acı çekmek, daha fazla yıkım ve gözyaşı görmek istemiyoruz. Hükümet olarak kentsel dönüşüm, sel ve taşkın riskini azaltma, dere ıslahı, ağaçlandırma gibi insanlarımızın can ve mal emniyetini sağlayacak her türlü projeye gereken desteği vereceğimizin bilinmesini istiyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AFAD-DSİ Sel ve Taşkın Risk Azaltma Protokolü’nün hayırlara vesile olması temennisinde bulunarak, sözlerini, “AFAD Başkanlığımıza ve Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğümüze başta afetlere hazırlık çalışmaları olmak üzere milletimize karşı görevlerinde başarılar temenni ediyorum. Rabbim, ülkemizi ve milletimizi her türlü afetten, musibetten, görünür-görünmez tüm kazalardan korusun, diyorum. Afetlerde ve insani krizlerde fedakarca görev yapan AFAD ve DSİ teşkilatımızın tüm mensuplarına şükranlarımı sunuyorum.” diye tamamladı.
“AFAD’TAN DSİ’YE DEVREDİLEN 111 ARAÇLA 816 İŞ MAKİNESİNE ULAŞACAĞIZ”
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ise törende yaptığı konuşmada bakanlık olarak, makine ve ekipman parkıyla AFAD’ın en güçlü destekçisi olduklarını anlattı.
DSİ’nin makine parkını bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da güçlendirmeye devam edeceklerine işaret eden Yumaklı, şöyle konuştu:
“Taşkınlarla mücadele söz konusu olduğunda akla ilk gelen kurum DSİ. Taşkın problemi olan bütün havzalarda çalışma yapıyoruz. Yapısal tedbirlerin yanı sıra yapısal olmayan tedbirleri de hayata geçiriyoruz. Bugüne kadar 10 bin 765 tesis inşa ederek taşkınların etkilerini elimine ettik. DSİ’nin taşkınla mücadelesinde ‘Yeşil Karıncalar’ olarak anılan iş makinelerinin önemi son derece büyük.”
Bakan Yumaklı, DSİ’nin ülke genelinde makine, ekipman ve tecrübeli çalışanlarıyla can ve mal emniyetini sağlamak için çalışmalarına devam ettiğini bildirdi.
DSİ’nin aynı zamanda AFAD koordinasyonunda arama ve kurtarma çalışmalarına da aktif katıldığını belirten Yumaklı, şunları kaydetti:
“Son olarak DSİ, 6 Şubat depremlerinde AFAD koordinasyonunda gerçekleştirilen tüm çalışmaların en önemli paydaşı olmuştur. AFAD’tan Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğüne devredilen 111 araçla beraber 816 iş makinesine ulaşmış olacağız. Böylece ağır iş makinemiz yaklaşık 5 bin 800’e yükselecek.”
Konuşmaların ardından Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı ile İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, AFAD-DSİ Sel ve Taşkın Risk Azaltma Protokolü’nü imzaladı.