HIV Enfeksiyonu Derneği Başkanı Prof. Dr. Fehmi Tabak, Birleşmiş Milletler HIV/AIDS Programı’na göre dünyada yaklaşık 39 milyon insanın HIV ile yaşadığını söyledi ve şu bilgiyi paylaştı: “Türkiye’de HIV vakalarının artışı dikkat çekici boyutlarda. Sağlık Bakanlığı verilerine göre, 2024 itibarıyla Türkiye’de kayıtlı HIV pozitif birey sayısı 40 bini geçti.”
—
Avrupa HIV Testi Farkındalık Haftası ve 1 Aralık Dünya AIDS Günü nedeniyle sivil toplum kuruluşları, hekimler ve sanatçılar, “Ön Yargıları Dönüştürüyoruz, Geleceğe Umutla Bakıyoruz” projesinde buluştu.
Sanat ve bilim insanlarının bir araya geldiği farkındalık kampanyası, HIV ile yaşayanlara yönelik toplumsal ön yargıları dönüştürmeye katkı sunmayı ve toplumda bilgi seviyesini artırmayı hedefliyor.
Proje kapsamında düzenlenen toplantıda HIV alanında doğru bilinen yanlışlar, Türkiye ve dünyadan güncel veriler, HIV’le ilgili kamuoyu farkındalığını artırmaya yönelik adımlar uzmanlar tarafından anlatıldı.
“HIV artık çaresiz bir enfeksiyon değil”
Erken tanı ve etkin tedavi yöntemleri sayesinde HIV ile yaşayan kişilerin yaşamlarına sağlıklı bireyler olarak devam edebildiğini vurgulayan HIV Enfeksiyonu Derneği Başkanı Prof. Dr. Fehmi Tabak, Birleşmiş Milletler HIV/AIDS Programı’na göre dünyada yaklaşık 39 milyon insanın HIV ile yaşadığını söyledi ve şu bilgiyi paylaştı: “Türkiye’de HIV vakalarının artışı dikkat çekici boyutlarda. Sağlık Bakanlığı verilerine göre, 2024 itibarıyla Türkiye’de kayıtlı HIV pozitif birey sayısı 40 bini geçti.”
Uzmanlara göre Türkiye tedaviye erişim ve tedavi başarısı konularında hedeflere yakın olsa da test ve tanı alanında ne yazık ki hedeflerin gerisinde kalıyor. Türkiye Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlık Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Özgür Günal’a göre damgalanma ve ayrımcılık korkusu, HIV testi yaptırmanın ve tedaviye başlamanın önünde önemli bir engel: “Tanıdaki yetersizlik ve gecikme sorunlarını aşmak için gönüllü danışmanlık ve test merkezlerinin (GDTM) sayısının artırılması gerekiyor. Ancak Türkiye’de sadece beş ilde, toplam altı GDTM bulunuyor.”
HIV’le ilgili ön yargılar ve doğru bilinen yanlışlar, HIV testi yaptırma konusunda çekimserliğe yol açarak enfeksiyonun ilerlemesine ve yayılmasına yol açıyor. AIDS ve Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar Derneği Üyesi Uzm. Dr. İlkay Akbulut toplumda hâlâ HIV’in gündelik temasla bulaştığına dair yanlış bir inanışın varlığından bahsediyor ve şöyle devam ediyor: “HIV el sıkışarak, aynı bardaktan su içerek, aynı tuvalet veya havluyu kullanarak bulaşmaz. Bu ön yargıları aşıp doğru bilgiyi topluma yaymalıyız.”
“HIV pozitif bireyler HIV’le enfekte olmamış bebekler dünyaya getirebilir”
HIV AIDS Korunma ve Eğitim Derneği & Güneydoğu Nöroloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği Üyesi Prof. Dr. Yeşim Taşova ise HIV enfeksiyonunda en savunmasız grubun kadınlar olduğunu söylüyor. Tanısını bilmeyen ve tedavi almayan HIV ile enfekte gebelerin gebelik süresince, doğum sırasında ve emzirmeyle bebeğe gerekli önlemler alınmadığı için HIV bulaştırabildiğini belirten Taşova, şu bilginin altını çiziyor: “Ne mutlu bize ki, ileri tıbbi uygulamalar sayesinde HIV pozitif kişiler HIV’le enfekte olmamış bebekler dünyaya getirebiliyorlar.”
Özellikle gençlere ve kadınlara yönelik farkındalık ve eğitim programlarıyla bilgi eksikliğini gidermeye çalıştıklarını belirten Türkiye Aile Sağlığı ve Planlaması Vakfı Genel Koordinatörü Nurcan Müftüoğlu, HIV’in bulaşma yolları, korunma yöntemleri ve tedavi olanakları konusunda bilgi eksikliklerinin hâlâ yaygın olduğunu söylüyor.