Türkiye’nin 2024 yılı hedefinin 2 milyon sağlık turisti, 3 milyar dolar gelir olarak belirlendiğini açıklayan Medikal Estetik Tıp Derneği (MESTDER) yetkilileri, merdiven altı merkez ve uygulamalarla etkin mücadele başlatıldığını açıkladı. Konunun çözümünde bakanlık, dernek, yerel yönetimlerin işbirliğinin önemine dikkat çeken yetkililer, “Dünyada estetikte en önemli sorun arz ve talep. Bu büyüklükteki pazarı kontrol etmek çok zor bu da merdiven altını besliyor. Türkiye legal şartlarda ikinci, illegal de ise birinci sırada” dedi.
—-
Dünya ekonomisinde 400 milyar doları aşan sağlık turizminin 100 milyar dolarlık payını estetik pazarı oluşturuyor. Türkiye’nin bu büyük pazardaki payı 2024 yılı için 2 milyon sağlık turisti, 3 milyar dolar gelir.
Medikal Estetik Tıp Derneği (MESTDER) tarafından düzenlenen 7. Uluslararası Medikal Estetik Kongresi’ne bu yıl merdiven altı uygulamalar ve merkezlerle yapılan mücadele damgasını vurdu.
Farkındalığın artması, mücadelenin devamlılığı önemli
Türkiyede büyümeye en açık alanlardan birinin medikal estetik olduğunu belirten MESTDER Başkanı ve Medikal Estetik Hekimi Dr. Yasemin Savaş: “Türkiye, estetik tedavilerdeki ileri teknoloji ve nitelikli uzmanlarla son yıllarda önemli bir merkez haline geldi. Sağlık hizmetleri ihracatında dünyada ilk 10’da medikal turizmde ise ilk 5’te yer aldı. Türkiye’nin bu başarısını sürdürmesi, sektördeki farkındalığın artması ve doğru uygulamaların yaygınlaşmasıyla mümkün olacak.
Yasal olmayan yerlerde yasal olmayan ürünlerde ve hekim olmayan kişilerce yapılan merdiven altı uygulamalar ciddi sağlık riskleri doğuruyor. Bu merkezlerin açığa çıkması için Sağlık Bakanlığı’yla ortak hareket ediyoruz. Mücadelede başarılı olmak için bakanlıklar, belediyeler, derneklerle iş birliği içinde hareket etmek, halkın da farkındalığının artması gerekiyor. Bu farkındalık, halk sağlığı için son derece önemli” uyarısında bulundu.
Sağlık kuruluşlarının sayısı hızla artıyor
Türkiye’nin, sağlık turizmi alanında önemli bir global oyuncu, medikal estetik sektörünün de bu alanda güçlü potansiyele sahip olduğunu kaydeden Dr. Yasemin Savaş, “Sağlık Bakanlığı ve Ticaret Bakanlığı’nın yönetmelik ve teşvikleri sayesinde, Türkiye’deki sağlık kuruluşlarının sayısı hızla artıyor. Aralık 2023 itibarıyla yetkili sağlık kuruluşu sayısı 4 bin 787’ye ulaştı ve bu artışın devam etmesi bekleniyor. Sağlık turizmi gelirleri, 2003 yılında 203 milyon dolar seviyesindeyken, 2022’de 2,2 milyar dolara yükseldi. Aynı dönemde, sağlık için seyahat eden turist oranı da yüzde 0,9’dan yüzde 2,3’e çıktı. Ancak, turist başına düşen gelirin 2022 itibarıyla bin 663 dolarda kalması, Türkiye’nin daha çok düşük bütçeli medikal estetik ve tıbbi hizmetlerle tercih edilmesine bağlanıyor. 2024 yılı hedefleri ise 2 milyon sağlık turisti ve 3 milyar dolar gelir olarak belirlenmiş durumda.”
Sosyal medyadaki ‘Estetik Zorbalık’
Medikal Estetik Hekimi ve Medikal Estetik Derneği Başkan Yarımcısı Dr. Alp Mamak, son yıllarda medikal estetik uygulamalarına olan ilginin giderek arttığının gözlemlendiğini ifade etti. Mamak, “Bu talep ergenlik dönemine kadar indi. Sosyal medyada adeta estetik zorbalık yaşanıyor. Özellikle sosyal medyanın gençler üzerindeki etkisiyle ‘kusursuz görünüm’ arayışının yaygınlaşması arz ve talep dengesini de bozuyor. Sağlık ve Ticaret Bakanlığı ile yaptığımız görüşmelerde ‘bu kadar büyük arz ve talebi denetlemek-kontrol etmek çok mümkün değil’deniliyor. Sosyal medyadaki reklamların bu alanda etkisi güçlü. Bu zorbalıktan gençler ancak kendilerine olan güvenle korunabilir. Aileler dikkatli olmalı” şeklinde uyarıda bulundu.
Botoks uygulamasında Dünya üçüncüsüyüz
Medikal Estetik Hekimi ve Medikal Estetik Derneği Genel Sekreteri Dr. Bora Özcan estetik uygulamaların 18 yaş altına FDI kararıyla 2019 yılı itibarıyle dünya ve ülkemizde aile rızası olsa dahi tamamen yasaklandığını vurgulayarak, şunları söyledi: “Türkiye tablosunda yaklaşık 14,5 milyon kişi cerrahi olmayan estetik uygulama yaptırıken, botoks işleminde dünya üçüncüsüyüz. Dudak dolgusu en çok talep gören işlem. Özellikle Z kuşağı ‘sosyal medya dolgusu’ndan çok etkileniyor. Toplumsal baskıdan korunmak için öncelikle özgüvene yatırım yapılmalıdır.”