Hastaların önemli kısmında hiçbir dış şikâyet yapmasa da böbrek hastalıkları ile ilgili bazen uyarı işaretleri gelebilir. İdrar çay rengine dönüştüğünde ‘Yediğim-içtiğim’, ayak şişmesi ‘çok ayakta kaldım, hareketsizdim, ayakkabı vurdu, çorabın lastiği sıktı’, tansiyon ölçümü yüksek çıktığında ‘stres’, geceleri idrara kalkıldığında ‘çok su içtim’ vs. Bunlar böbrek için uyarı işareti olabilir.
Prof. Dr. Mustafa Arıcı
Türk Nefroloji Derneği
Yönetim Kurulu Üyesi
Böbrek; idrar miktarı ile ilişkisi olmayan süzme, bir nevi vücudu temizleme gücüne sahiptir. Bu güç yüzde yüzden, elliye yavaş yavaş düştüğünde kronik böbrek hastalığı ya da yüzde elliden 25’e indiğinde hastanın idrar miktarında değişiklik olmaz. Günlük hayat olağan sürer. Oysa kalp ya da akciğer fonksiyonlarında bu seviyede azalma olduğunda hastanın göğsü ağrır, nefesi daralır, kendisini doktora götürecek şikâyeti hisseder. Böbrek hastalığında ise bu olmaz.
Yakalamak için uyarı işaretleri ile birlikte;
*Anne ya da baba böbrek hastası, özellikle de biri diyalize giriyorsa.
*Şeker dünya ve ülkemizde böbrek hastalığının bir numaralı nedeni. Diyalize giren 100 kişiden 40’ı şeker hastasıdır. Bu kişiler kontrolden geçirildiğinde yüzde 20-40’ında böbrek bozukluğunun ilk işaretleri belirlenir, erken yakalanır, sorun çözülür.
*Toplumda her üç kişiden biri hipertansiyon görülse bile bu kişilerin hepsi böbrek hastası değildir. Kanda kreatinin ve idrarında protein değerlerine bakılması tanı koymak için yeterlidir.
*Yaşlanmak böbreği bozabilir. 60-65 yaşında kişilerinde kontrol edilmesi gerekir.
Erken teşhis her hastalıkta olduğu gibi burada da önemli. 60 yaşında var olan böbrek sorunu belirtisi 80’de çıkarsa hastalık ileri evre aşamaya geldiği için tedavide geç kalınmış olunur. Sürekli taş düşürme sorunu yaşayan kişilerde kullandığı ağrı kesicilerden dolayı böbrek testlerine bakılması gerekir.
Takiple yakalanacak
*Kalp-böbrek, üst-alt kat komşu oldukları için kalp bozuksa böbrek de bozulabilir
*Kanser tedavisinde kemoterapi alan
*Sürekli antibiyotik ya da ağrı kesici kullanımı
*Bitkisel kökenli bazı ilaçlar
Hastaların yarısı bu testler sayesinde erken yakalanabilir.
*Kan tahlili (Açlık-tokluk fark etmez)
*Süzme gücü ölçümü
*İdrarda protein ölçümü
*Tansiyon
Bir kez bile kıpkırmızı idrar varsa; bunun nedeni yenilen gıda ürünün boyası olabileceği gibi idrar torbası ya da böbrek hastalığı kaynaklı kanama da olabilir.
Üst solunum yolu iltihabı sırasında idrar rengi çay rengine dönüşürse, enfeksiyon sırasında böbrekte iltihaplanma da incelenmelidir.
İdrarda kan artıyorsa bir nefrologa başvurulmalıdır.
İdrar tahlili üvey evlat gibi!
Kan tahlili idrara oranla daha kolay olduğu için ilk tercih sebebidir. Zahmetli tahlil olarak algılanan idrar tahlili tıp ki üvey evlat gibidir. Aç-susuz kan tahliline gidildiğinde idrarın yapılması zordur. Kan tahlili öncesinde su içilebilir. Bu yanlış bilgiyi düzeltmek gerekir. Hastane tuvaletlerinin kullanılmak istenmemesi, belli kriterlerle kabın içine idrarın yapılması hastayı yoruyor. Oysa idrar önemli işaretler gösterir. Özellikle şeker hastası için her yıl yaptırılması zorunludur. Böbreğin çalışma gücünün azaldığı tespit edilirse nefroloji uzmanına başvurulması gerekir.
Protein kaçağı önemli bir gösterge!
Böbrek; kanın içindeki süzgeçlere gelip süzülerek, içindeki çöp, vücudun ihtiyacı olmayan fazla su ve elementlerin dışarıya atılma işlevini yapar. Kanın içindeki vücut için gerekli olan proteini sağlıklı böbrek dışarıya atmaz. Süzgeçlerde problem varsa çöp atılırken içine protein ve kan kaçar. Bunun adı Grömörlü Nefrit’tir. Az protein kaçağını hasta fark etmez. Fazla protein olan idrar, klozete fazla deterjan dökülmüş gibi köpükler yaratır. Bu işarete dikkat etmek gerekir. İdrarda kan ve protein varsa süzgeç hastadır. Hastalığın adını nefroloji koyması gerekir. Birtakım tedavilerle önlemeye çalışılır. Önlenemezse zaman için böbrek yetmezliğine diyaliz ve böbrek nakline kadar götürebilir.
Diyabet ve hipertansiyona dikkat!
Böbreği doğrudan değil ama etkileyen hastalıklar vardır. Diyabet en önemlisidir. Bunlar böbrek biyopsisi ile tespit edilir. Sürekli fazla şekerli kanın süzgece gitmesi sonucunda sistem bozulur, dışarıya protein gider. Sonucunda ödem oluşur. Vücuttaki yaygın ödemin en önemli sebeplerinden biridir.
Böbrek hastalığının erken evrelerinde hastaların yüzde 30-50’sinde hipertansiyon görülürken, ilerledikçe bu oran yüzde 80-90’lara yükselir. Dünya Sağlık Örgütü’nün sağlıklı yaşam için günlük tuz miktarını 5 gram önermesine rağmen Türkiye’de 3 katı (günlük 15 gram) tüketilmekte. Böbrek hastalarında ise günlük 9 gram (idealin neredeyse 2 katı) olduğu tespit edildi. Günlük tuz tüketiminin azaltılması çok önemlidir.
Önemli Bilgiler
Dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 15’ini etkileyen, diğer ağır hastalıklara zemin hazırlayan kronik böbrek yetmezliği, kalp kaynaklı ölüm nedenlerinin yüzde 50’sini de oluşturur. Çoğu kişi klinik şikâyeti olmadığı için hastalığın varlığından habersizdir. Erken fark edilmesi, kronik böbrek hastalığının ilerleme hızını yavaşlatır bazen durdurulmasını sağlar. Bu da diyaliz ve böbrek nakli gibi daha pahalı tedavilere gereksinim, sosyal güvenlik kurumlarına olan ekonomik yükün azaltılması anlamına gelir.
*Türkiye’de 70 binin üzerinde diyaliz, yaklaşık 20 bin böbrek nakli tedavisi gören ileri evre böbrek yetersizliği hastası
*Toplumda her 6-7 kişiden biri erken evre kronik böbrek hastası
“Böbrek hastalıkları ile yüksek tansiyon arasında karşılıklı ilişki vardır. Böbrek hastalığı yüksek tansiyona neden olurken, yüksek tansiyon da böbrek hastalığını ağırlaştırır, ilerlemesini hızlandırır. Bu kişilerde erken evrede böbrek hasarı tespit için böbrek fonksiyon bozukluğu, protein kaçağı yönünden değerlendirilmesi gereklidir.
Ülkemizde 20-80 yaş aralığında yaklaşık 7 milyon diyabet hastası olduğu biliniyor. Yüksek kan şekeri yıllar içinde kalp, böbrek, beyin, göz ve tüm damar sistemi etkiler, böbrek damarlarının sağlıklı iç yapısını değiştirir, fonksiyonlarını geri döndürülmesi mümkün olmayacak şekilde bozar. Diyaliz hastalarının yaklaşık yüzde 40’ı diyabet nedeniyle böbreklerini kaybetmiş bireylerdir.
Toplumda yaygın olan yanlış görüş; bitkisel ürünlerin doğal olup, zararlı olmadığıdır. Bazı zayıflama ürünleri, eklem ağrılarını azaltan Çin çaylarının içinde böbrek için çok zararlı olduğu gösterilmiş çok sayıda madde mevcuttur. Bunların tüketilmesi ile uzun dönemde diyalize gerek duyulan kronik böbrek yetersizliği hatta idrar yollarında kanser geliştiği iyi bilinmektedir.
Gebelikte idrarla günde 300 miligram kadar protein atılımı normal kabul edilir; daha fazla miktarın nefroloji uzmanı tarafından değerlendirilmesi-takip edilmesi gereklidir.
Sık tekrarlayan alt idrar yolu enfeksiyonu yaşayan kişilerde altta yatan sebep mutlaka bulunmalı ve erken tanı yapılmalıdır. İdrar yolu enfeksiyonları ve kronik böbrek yetmezliğinin en sık nedenlerinden biri de böbrek taşlarıdır.
Böbrek Hastalıkları Sessiz İlerler yazısı ilk önce Sağlık ve Yaşam üzerinde ortaya çıktı.