Beyin açlığı ile karın tokluğunun sağlık üzerinde sanıldığından çok daha fazla etkisi bulunuyor. Yemek ile doğru beslenme çoğu zaman aynı noktada buluşmayabilir. Hastalıklardan korunmak kadar tedavisinde de sağlıklı gıdaların şifasından yararlanmak mümkün.
Prof. Dr. Nuray Yazıhan
İç Hastalıkları Uzmanı
Sağlıklı yaşamı bütünsel yaklaşımla değerlendirirken beyin sağlığının ihmal edilmemesi gerekir. Sağlık bütünsel yaklaşım gerektirir. Fiziksel, zihinsel, ruhsal bütün olarak değerlendirilmeli, desteklenmelidir.
Beslenme alışkanlıkları ve yoğun stres hastalıklara davetiye çıkarır. Akdeniz diyeti gibi daha sağlıklı diyetlerin yaygın uygulandığı toplumlar daha uzun yaşam ömrüne sahip. Egzersiz, aktif yaşam tarzı kadar insan ilişkilerinin daha yakın-sıcak olduğu, aile-arkadaşlarla beraber keyifli zaman geçirmek de önemlidir.
Beyin sağlığının düşmanları
Nörolojik hastalıklardaki artışa dikkat çeken ve özellikle COVID-19 sonrası bu artışın daha da belirgin hale geldi.
Beslenme alışkanlıklarının yetersiz-dengesiz olması; protein, yağ, karbonhidrat, vitamin-mineral eksikliği, gıdaların yeterince sindirilememesi, emilim bozuklukları veya intoleranslarının nörolojik hastalıkların artmasında önemli bir faktördür. Ayrıca, aşırı veya sürekli stres altında olmak hormon-metabolizma dengesini bozarak beyin sağlığını da olumsuz etkiler.
Alzheimer, Parkinson hastalığı özellikle yaşlanan bireyleri ciddi anlamda etkiliyor. TÜİK’in 2019 verilerine göre Türkiye’de 65 yaşın üzerindeki 100 kişiden sekizine Alzheimer tanısı konulmuş durumda, bu oran hızla üstelik daha erken yaşlarda ortaya çıkarak artıyor.
Beslenme alışkanlıkları, yaşam tarzı hastalıkların ortaya çıkmasında çok etkili faktörlerdir. Ülkemizde ve tüm dünyada kronik hastalıkların özellikle kanser, otoimmun ve nörolojik hastalıkların görülme sıklığının hızla arttığı bir gerçektir. 2023 tarihli geniş kapsamlı bir çalışmada COVID-19 geçiren kişilerde bağışıklık sistemini etkileyen otoimmun bozukluk ve nörolojik hastalık tanılarında yaklaşık yüzde 40 artış rapor edilmiş durumda.
Beynin sevdiği yiyecekler…
Güçlü antioksidan besin-sağlıklı yağlar…
Batı tipi beslenme modeli, fast food tüketimi, asidik içecek-yiyecekleri çok fazla tüketme sağlığa zarar veriyor. Araştırmalar, beyin koruyucu beslenme modellerini uzun süre uygulayan kişilerde bilişsel bozukluk, nöronlarda hasarlanmanın daha az olduğunu gösteriyor.
Son yapılan çalışmalarda antioksidan etkisi güçlü olan mor kırmızı meyveler, sumak, karanfil gibi baharatların tüketilmesi önemli. Özellikle polifenollerin, karotenoidlerin, resveratrol, glutatyonun, karnosinin, omega 3 yağ asitlerinin, D vitamini, B grubu vitaminlerin, sfingolipidlerin, serin-kolin içeren yiyeceklerin destekleyici olarak kullanılması gerekir. Nöron yapısını desteklemek amacıyla zeytinyağı, Hindistan cevizi yağı, balık yağı, krill yağı gibi sağlıklı yağların tüketimi Alzheimer, demans gibi pek çok nörodejeneratif hastalıktan koruduğu görülmüştür.
Yağlı tohumlar; ceviz ve badem gibi çiğ kuruyemişler de beyin gelişimini destekleyen yağ, magnezyum, çinko gibi mineraller bakımından zengindir. Bu özellikleri ile beyin sağlığını destekleyen tüm diyetlerde yer alır.
Özellikle çocukların beyin gelişimi ve fiziksel sağlıkları açısından meyve suları yerine antioksidan meyvelerin tüketilmesi, rafine şeker, işlenmiş et, asitli-gazlı içecek ve fast food türü yiyeceklerden kaçınılması gerekir.
Vücuttaki enflamasyon yani yangıyı, asidozu ve oksidasyonu azaltan beslenme modelleri beden-zihin sağlığı açısından olumlu etkiler gösterir.
Beyin Açlığı Etkileri yazısı ilk önce SağlıkveYaşamDergisi üzerinde ortaya çıktı.