HPV aşısının erkek ve kız çocuklarına erken yaşta yapılması gerekir. Virüsü erkekler taşıyor ve bulaştırıyor. Dolayısıyla 9-15 yaş arasındaki erkek çocuklarının aşılanması gerekli hale gelmiştir.
Prof. Dr. Orhan Ünal
Jinekolojik Onkoloji Uzmanı
Türkiye’de HPV virüsüyle karşılaşma oranı kadınlarda yaklaşık yüzde 85, erkeklerde ise yüzde 91. Aşı karşıtları kanser oranının çok düşük olduğunu ve abartıldığını düşünüyor. Oysa kanserin kemiğe ve diğer organlara sıçraması durumunda tedavisi mümkün olmuyor.
Olaya sadece rahim ağzı kanserinden koruma olarak bakılmaması gerekir. Baş-boyun (oro-faringeal), ano-genital, kadın dış genital (vulva), vajina ve penis kanserleri de HPV virüsü ile bulaş yüzünden olmaktadır. İnsanları bilgilendirerek cinselliği tabu olmaktan çıkarmak, eğitim verilmesi önemlidir. Kaldı ki üniversitede okuyan öğrenciler dahi bu konuda bilgi yetersizliği içinde olup, HPV ile bulaşan siğillerle bahşetmeye çalışmaktadır.
Aşılama devlet politikası haline gelmelidir
Türkiye’de HPV aşısına ulaşma noktasında bir sıkıntı yaşanmıyor. Eskiden ikili aşı adı verilen ve HPV’nin en çok kanser yapan tipi 16 ve 18’e etkili aşı vardı. Sonrasında erken yaşlarda sıklıkla karşılaşılan, HPV 6 ve 11 tipleriyle bulaş sonucu oluşan siğillerden de korunmak adına dörtlü aşı denien kombinasyon kullanıldı. Son olarak da HPV’nin 9 tipine karşı etkili dokuzlu aşı Türkiye’ye de yakın zamanda geldi ve kullanılmaya başlandı. Korunma için 9-15 yaş arasında 6 ay arayla iki doz yeterli olmaktadır. 15 yaşını doldurduktan sonra ise 26 yaşına kadar 3 doz aşı öneriliyor. Avustralya, İngiltere, Amerika’da olduğu gibi bu aşılama devlet politikası haline gelirse daha çok kişi aşıya ulaşabilecektir.
Cinsel yaşam ne kadar aktif olursa risk o kadar artıyor
Türkiye’de rahim ağzı kanserine yakalanma oranı yüz binde 4 buçuk ve yılda bin 500 kişi bu nedenle hayatını kaybediyor. Gelişmiş ülkelerde aramızda büyük bir fark yok. Bunun sebeplerinden biri ülkemizde cinsel yaşamın Amerika ve Avrupa’ya göre daha geç yaşlarda başlamasıdır. Cinsel ilişki ne kadar erken yaşta olursa ve partner sayısı ne kadar fazla olursa HPV’ye yakalanma oranı da o kadar yüksektir.
Türkiye’nin aşılama programına dahil olması gerekir
Rahim ağzı kanserinin en önemli etkeni ‘human papilloma’ virüsü olarak adlandırılan HPV’dır. Türkiye’de HPV virüsüyle karşılaşma oranı kadınlarda yaklaşık yüzde 85’ken erkeklerde yüzde 91’dır. Ortalamaya bakıldığında Türkiye’de yüzde 85 oranında HPV enfeksiyonuyla karşılaşma olasılığı var. Dolayısıyla bu kadar yüksek bir oran söz konusu olduğu için bu konuda bir önlem almak gerekir. Cinsel yaşam ne kadar aktif olursa bu olasılık o kadar artar. Bu nedenle önlem olarak da Türkiye’nin aşılama programına dahil olması gerekir.
HPV aşısı ‘felç yapıyor’ iddiaları
Her aşıda olduğu gibi HPV koruma aşısında da birtakım yan etkiler olabilir. Lokal ağrı, kızarıklıklar ya da düşük tansiyonla karşılaşılabilir. Sinir sistemiyle alakalı otoimmun bir hastalık olan Guillain-Barre adı verilen rahatsızlık iddia ediliyor ama yapılan araştırmalar bunu tam olarak doğrulamadı. Aşının yan etkilerinin bildirildiği, toplandığı ve incelendiği bir organizasyon var. Bu incelemeler sonucunda Dünya Sağlık Örgütü ve aşı güvenliği organizasyonları ‘aşının şu yan etkisi var’ diyebileceği bir veri ortaya koymadı. 20 senelik bir aşının şu an böyle bir yan etkisinden söz edilemez, ilerleyen süreçte daha fazla vakanın verileri görmek ve değerlendirmek gerekir. Felç veya birtakım ağır komplikasyonlar olmadığını görüyoruz. Amerika, İngiltere, Avustralya milyonlarca insan HPV aşısı oldu. Bu insanlar felç olduğunu hiç mi bildirmiyor? Böyle bir durumda buralardan bildirimler çıkması gerekirdi.
DSÖ aşılanma gerekliliğini kabul ediyor
Her aşı için hafif ya da ciddi olabilecek yan etkiler, medyada dolaşmakta olan duyumlar olabilir. Ancak HPV aşısı için Dünya Sağlık Örgütü, yarar-zarar etkisini araştırarak insanların aşılanması gerektiğini kabul etmiştir. Milyonlarca insan aşılanarak kanserin öldürücü etkisinden kurtuluyorsa veya önlem alınabildiği görülüyorsa azımsanacak ölçüdeki ciddi yan etki olasılığı kabullenebilir ölçüdedir. Bu durum her aşı için örneğin çocuk felci, kızamık, yakın zamanda yapılan covid aşılarında olduğu gibi birçok yan etki bildirilmiş olmakla birlikte koruyuculuğunun yüksek olması sebebiyle onay alarak uygulanmıştır. Bugünkü bilgilerle bilimsel çare buysa ve birden fazla bilimsel faz çalışmalarından geçerek korunma olarak uygun görüldüyse ve onay aldıysa reddetmenin daha çok insan hayatına zarar verebileceğini de kabul etmekten başka çare kalmamış görülüyor.
HPV aşısının ömür boyu koruyuculuğu var
Havuz, tuvalet ve hamamlar gibi ortak kullanım alanlarından HPV bulaş riskinin oldukça düşüktür. Yüzde 99 oranında seksüel yolla bulaşır. Prezervatifin virüsten koruma oranı ise yüzde 60’tır. Onun için korunma bakımından en etkili yol aşıdır. Bu noktada Dünya Sağlık Örgütü de aşılamanın son derece etkili olduğunu belirlemiştir ve önermektedir. HPV aşısının yıllar içinde antikor seviyesi azalsa (10-15 yılda) da ömür boyu koruyuculuğu vardır. Aşı sonrası HPV ile karşılaşan bireylerde koruma belleği aktive olduğu için antikor miktarı da tekrar yükselir ve koruma sağlar. Tekrarlama durumu söz konusu değildir.
Erkek çocukları da aşılanmalıdır
HPV aşısının erken yaşlarda önerilmesinin sebepleri 9-11 yaşlarında daha yüksek bir antikor cevabı alınmasıdır. Ama tabi 45 yaşına kadar aşı yapılabilir. Bu, erken yaşlardaki aşı kadar antikor seviyesini yükseltmiyor. O bakımdan hem erkek hem de kız çocuklarına erken yaşta aşı yapılmalıdır. Virüsü erkekler taşır ve bulaştırır. Dolayısıyla 9 ila 15 yaş arasındaki erkek çocuklarının aşılanması şarttır. Olaya hep rahim ağzı kanseri olarak bakıyoruz. Aslında baş-boyun kanserleri, anal kanserler HPV nedenlidir.
Korunmanın 3 Yolu: Aşı, PAP Smear Testi ve Farkındalık
HPV enfeksiyonuna çok yönlü bakılması gerekir. Bu durum sadece kanserden de ibaret değil. Bazı genital akıntı, enfeksiyon ve cinsel yolla bulaşan diğer birçok hastalıkların da tedavi edilmesi gerekir. Bu hastalıklar yardımcı faktör olarak etki eder, rahim ağzı kanserinin ortaya çıkması ve yayılmasına neden olur. Sigara kullanımı da bağışıklık sistemini doğrudan etkilediği için HPV enfeksiyonunun kansere ulaşmasına sebebiyet verir. Yüzden fazla tipi olan HPV tiplerinin yüzde 90’ı kanser yapmaz ancak kansere yol açan orta ve yüksek tipleri 30 civarında ve hepsi de yüksek risk taşımaz. Ayrıca yüksek riskteki tip de olsalar, yıllar içinde kansere yol açıyor bu yüzden de erken teşhisle önlenebilir. Yani vajinal smear taraması ile kanser öncesi lezyonlar erken teşhisle edilebilir. Erken tedaviyle; sadece rahim ağzının kazınmasıyla yine gebe kalınabilir ve kadınlar hayatına devam edebilir. Birinci koruma; aşı, ikinci koruma smear testiyle takip, üçüncüsü ise halkın bilinçlendirilmesiyle farkındalık oluşturulmasıdır.
Erkek Çocuklara HPV Aşısı Şart yazısı ilk önce SağlıkveYaşamDergisi üzerinde ortaya çıktı.