Siemens Healthineers Türkiye, ülkemizdeki sağlık farkındalığını ölçen ikinci ‘Sağlık Okuryazarlığı Araştırma Raporu’nu yayınladı. Raporun sonuçlarını yorumlayan Türk Radyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Can Çevikol, “Koruyucu sağlık hizmetlerinden yeterince faydalanılmıyor, kadınların yüzde 77’si mamografi çektirmiyor, halkın yüzde 75’i kronik hastalıklarının farkında değil, radyoloji bilgisi yetersiz, MR cihazından radyasyon almadığının, tomografide ise maruz kalınan radyasyon dozu hakkında bilgi sahibi değil” dedi.
———-
Siemens Healthineers Türkiye Sağlık Okuryazarlığı Raporu, çeşitli illerinde yaşayan, farklı demografik özelliklere sahip, 18-65 yaş arasındaki 400’den fazla kadın ve erkek ile yüz yüze yapılan görüşmelerden sonra hazırlandı. Rapor sonuçları Siemens Healthineers Türkiye Görüntülemeden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ertan Cömert ve Türk Radyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Can Çevikol’un katılımıyla gerçekleştirilen basın toplantısında paylaşıldı.
Türk halkının yüzde 64’ü sağlıklı olduğunu düşünüyor
Rapora göre Türkiye’de halk koruyucu sağlık hizmetlerinden yeterince faydalanmıyor, kendini sağlıklı görenlerin oranı yüzde 64, katılımcıların yüzde 75’i de kronik hastalıklarının farkında değil.
Kadınların yüzde 77’si mamografi çektirmiyor
Raporda 30 yaş üzeri kadınların yüzde 77’si hiç mamografi çektirmediğini belirtirken, yüzde 74’ü ‘İhtiyaç duymadım’ yanıtını verdi.
Türk Radyoloji Derneği Başkanı ve Akdeniz Üniversitesi Radyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Can Çevikol mamografi oranlarıyla ilgili olarak, “Kamu ve özel sektörde yıllardır meme kanseri farkındalığına yönelik çalışma kampanyalar yapılır. Buna rağmen yüzde 77’lik kesimin hayatında hiç mamografi çektirmemiş olması, ülkemizdeki en yaygın hastalıklardan meme kanserinde erken tanı-tedavi için engel teşkil ediyor. Kanser tedavilerinden haberdar olmayanların yüksek oranda olması da dikkat çekici. Sağlık sistemimizdeki yükün azaltılması için farkındalığın ve sağlık okuryazarlığı oranının artırılması gerekiyor” dedi.
Prof. Dr. Can Çevikol, “Dünyada ve ülkemizde, son yıllarda özellikle nörovasküler, kardiyovasküler ve kanser hastalıklarında artış gözlemliyoruz. Avrupa’da her iki ölüm nedeninden birisi nörovasküler ve kardiyovasküler hastalıklar. Bu artışı, kişilere özel genetik ve çevresel sebeplerin yanında nüfusun yaşlanmasına bağlayabileceğimiz gibi, düzenli sağlık kontrollerinin yaptırılmamasına ve kişilerin yaşam tarzlarına da bağlayabiliriz. Araştırma sonuçlarından halkımızın check-up yaptırma oranının ve spor alışkanlığının oldukça düşük olduğunu, stres seviyesinin yüksek seyrettiğini, neredeyse yarısının sigara içtiğini ve bu oranların 2022’ye göre artış gösterdiğini görüyoruz” ifadelerini kullandı.
‘Gençlerde kanser vakaları artışta’
Çevikol, “40 yaş ve üstü kişilerde kanser vakaları son yıllarda düşüş gösterirken, genç nüfusta kansere yakalanma oranı hızla artıyor. Ulusal Kanser Enstitüsü’nün verilerine göre ABD’de 1975-2019 arasında ortaya çıkan kanser vakalarında 15-39 yaş arası hastaların oranı yüzde 35’e kadar yükseldi. Gençlerde en hızlı artan kanser vakaları mide ve bağırsakla ilgili olanlar. BMJ Oncology dergisinde 2023’te yayımlanan ve yaklaşık otuz farklı kanser türünü inceleyen araştırmaya göre de 1990-2019 arasında dünya çapında 50 yaş grubunda kanser oranı neredeyse iki katına çıktı. Özellikle gelişmiş ülkeleri etkileyen bu durum, 50 yaşın altındaki kişilerde kanserden ölümlerin artmasına neden oluyor. Gençlerin bu tür hastalıklara karşı farkındalık kazanması gelecekte sağlıklı bir toplum oluşturulmasında büyük önem arz ediyor” dedi.
Radyolojide radyasyon dozu bilinmiyor
Katılımcıların yüzde 68’i radyoloji hizmetleri ile ilgili bilgileri doktor ve hemşireden, yüzde 34’ü internetten, yüzde beşi ise sosyal medyadan edindiğini belirtti. Tomografide cihaz markasına göre radyasyon dozunun değişiklik gösterdiğini, on kişiden dokuzu bilmiyor. Yüzde 43’lik kesim, doz farkı hakkında bilgilendirildiğinde tercihlerinin değişeceğini belirtti.
Siemens Healthineers Görüntülemeden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ertan Cömert konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Ülkemizde görüntüleme sistemlerinde yapılan çekim sayısı OECD ülkelerine göre yüksek olsa da halkın büyük kısmının radyoloji konusundaki bilgisi yetersiz. Örneğin katılımcıların yüzde 85’i MR cihazlarında radyosyona maruz kaldığını zannediyor, ancak MR cihazları tomografi cihazlarının aksine radyasyon kullanmaz. Tomografide ise hastanın maruz kaldığı radyasyon dozu oldukça önemli, ancak halkımız doz konusunda bilgi sahibi değil. Sağlık Bakanlığı bu anlamda halk sağlığını koruma konusunda oldukça titiz çalışarak, uygulama dozlarının düşük tutulmasını sağlıyor, uygulama dozunu her çekimde hasta başına kayıt altına alıyor ve takip ediyor. Günümüzde yeni nesil, yapay zekâ kullanan cihazlar hem hastalar hem de sağlık profesyonelleri için tüm süreci ciddi ölçüde rahatlatıyor” dedi.
Laboratuvar sonuçlarına güven yüksek
Katılımcıların yüzde 76’sı laboratuvar hizmetlerine ve sonuçlarına güveniyor. Ancak ‘Hiç kan sayım testi yaptırmadım’ diyenlerin oranı yüzde 21, kanser belirteç testi yaptıranların oranı ise yalnızca yüzde 17.
Prof. Dr. Can Çevikol da sonuçlara ilişkin olarak, “Laboratuvar sonuçlarına güven düzeyi yüksek olmasına karşın, erken teşhis ile hayat kurtaran ve temel kan testlerini içeren sağlık taramalarını yaptırmayanların yüzde 78 gibi oldukça yüksek bir oranda bulunması bizlere sağlık okur yazarlığı ile ilgili bazı temel konularda farkındalığın artırılması gerekliliğini gösteriyor. Dijitalizasyon ve yapay zekâ uygulamaları ile sağlıkta dönüşümün katlanarak hızlandığı günümüzde bireysel (kişisel) tıp kavramının ortaya çıkmasıyla kişilerin genetik yatkınlığı, yaşam tarzı, beslenmesi ve çevresel maruziyetleri gibi faktörleri de göz önüne alınarak olası hastalıklarını önleyebilecek sağlık hizmetlerini alabilmesi mümkün. Ancak araştırmanın sonuçları ülkemizde bireysel sağlık riskleri ve kronik hastalıklar açısından farkındalığın oldukça düşük olduğunu ortaya koyuyor” diye konuştu.
Sağlık Okuryazarlığında Çarpıcı Veriler yazısı ilk önce SağlıkveYaşamDergisi üzerinde ortaya çıktı.