Nöroendokrin kanserler vücudun mide, bağırsak, pankreas, akciğer, tiroid başta olmak üzere birçok organın ortak tümörü. Son 20 yıldır cerrahi şansı olmayan ya da kemoterapiye cevap vermeyen ilerlemiş hastalarda hedefe yönelik atom tedavisi yaygın olarak kullanıyor. Kişiye zarar vermeyecek dozlarda radyoaktif maddelerin vücuda damar yoluyla gönderildiği tedavinin yüzde 82 oranında ileri dönemdeki hastalıkları durdurduğu ve tedaviye katkı sağladığı güncel verilerle ortaya konuldu.
Doç. Dr. Nalan Alan Selçuk
Nükleer Tıp Uzmanı
Kanser görülme sıklığı giderek artan bir sağlık problemi. Halk arasında atom tedavisi olarak bilinen, ışın yayan iyot atomunun hastaya verilmesi işlemi son yıllarda umut oluyor. Hedefe yönelik moleküller, nükleer tıp laboratuvarında işaretlenerek çoğunlukla damar yoluyla hastaya veriliyor. Tiroid kanseri hastaları yüzde 90 üzerinde bir kez iyot alarak tedavi olur. Bu işlem nöroendokrin tümörlerde ise yüzde 82 oranında tedaviye katkı sağlıyor.
Akıllı moleküller hedefe yönelik ve gideceği organı buluyor…
Son zamanlarda iyot ya da ‘akıllı’ olarak adlandırılan tedavilerden bir tanesi de atom. Hedefe yönelik, gideceği organı bulabilen bu moleküller nükleer tıp laboratuvarında işaretlenerek genellikle damar yoluyla hastaya veriliyor. Moleküller hedefi bulup, hücre içerisine giriyor. Burada sadece tümör dokusunu yok ediyor. Vücudun diğer alanlarına daha az radyasyon vererek daha güvenli, seçici bir tedavi yöntemi sağlanmış olur.
Tiroid kanserinde ilk basamak atom tedavisi
Tümörün boyutu, patolojik tipi, yayılım paterni gibi özellikler, (örneğin boyunda lenf nodu yayılımının olması), hastanın atom tedavisi alıp almayacağını belirliyor. Atom özünde ‘iyot 131’ tedavisidir. Genellikle bu hastalar yüzde 90 üzerinde bir kez iyot alarak tedavi oluyor. Tabii burada ameliyat sonrası geride kalan doku miktarı, tiroid bezinin iyodu yakalama kapasitesi, hastalığın tip de tedavi başarısını artıran faktörlerdir. Halk arasında pankreas kanseri hızlı ilerleyen ve öldürücü olarak biliniyor. İlerleyişi çoğunlukla hızlı, tedavi seçenekleri normal hücre tipine göre zordur. Ancak pankreasın hücre tipi nöroendokrin içeriyorsa tedaviden yüz güldürücü sonuçlar alınıyor. Bu tümörler en sık karaciğere metastaz yapsa da akıllı moleküllerle hastayı tedavi ya da tümörün ilerlemesini durdurarak yaşam kalitesini artırmak mümkün.
Cerrahi ya da kemoterapiye cevap vermiyorsa?
Nöroendokrin kanserler vücudun mide, bağırsak, pankreas, akciğer, tiroid başta olmak üzere birçok organın ortak tümörü. Cerrahi şansı olmayan ya da kemoterapiye cevap vermeyen ilerlemiş hastalarda atom tedavisi kullanıyor. Nükleer tıpa gelen hastalar kanserin 3 ve 4’üncü evresindedir. Tedavide uygulanan klasik yöntemler yani cerrahi, kemoterapi, radyoterapi seçeneklerini yitirmiştir. Hastanın yaşam beklentisi kısa oluyor. Amaç; hastalığı durdurmak, ömrü uzatmak ve yaşam kalitesini artırmak. Nöroendokrin tümörlerin yüzde 82 oranında ileri dönemdeki hastalıkları durdurduğu, tedaviye katkı sağladığı güncel verilerle ortaya konuldu. Umutlarını yitirmiş hastalarda tedavi sayesinde yüz güldürücü sonuçlar alınıyor.
Kanser Hücrelerini “12” den Yok Ediyor… yazısı ilk önce Sağlık ve Yaşam üzerinde ortaya çıktı.