İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Çiftçi Borçları Gölgesinde Planlı Üretim: Barut Yeterli mi?

Uzun süredir beklediğimiz ve aslında tarım için gerekli olan planlı üretim, nihayet hayata geçiriliyor. Ülke olarak yıllardır patates ve soğan gibi ürünlerde yaşadığımız arz-talep dengesizliği, her iki yılda bir tekrarlanır hale gelmişti. Bir yıl yüksek kazanç sağlayan ürün, ertesi yıl sokaklarda çöp olarak toplanıyordu. Tarım ve Orman Bakanlığı için bu kararı almak kolay olmadı, kabul etmek gerek. Suya göre üretim planlaması başta Konya gibi su sıkıntısı çeken bölgelerde tepkiye neden olacaktı. Ancak, sorunun kronikleştiği bu noktada radikal kararlar almak, geç de olsa önemliydi. Bakan Bey’in de vurguladığı gibi, bu kararın en somut örneği Konya’daki üretim düzenlemelerinde görüldü.

Destekler ürün bazında artırıldı, ancak Türkiye genelindeki 24 milyon hektar ekilebilir arazinin sadece 100 bin dönümünde organik gübre kullanımı üzerine odaklanmak, ayrıntılar arasında boğulmamıza neden olmamalı.

Tarım yazarı Gazi Kutlu’nun Orta Vadeli Program’da (OVP) içeriğinde dile getirdiği bakanlık bütçesi, kısa vadede büyük sorunlara yol açabilir gibi görünüyor.

Basın toplantısında Bakan Bey’e sorduğum, “Çiftçilerin 500 milyarı aşan borçlarının faiz ve ana para ödemeleri konusunda kolaylık sağlanabilir mi?” sorusuna yanıtı son derece netti: “Böyle bir çalışma yok.”

Balıkçılık, su ürünleri ve hayvancılık konularında yürütülen planlama çalışmalarının dokuz ayda ulaştığı noktayı sorduğumda ise, şap hastalığı ve kasap fiyatlarının artık gündem dışı kaldığını, balıkçılıkta getirilen kotalarla hamsi avcılığının %65’lik bir paya ulaştığını ve toplam av miktarının 400 bin ton olduğunu belirtti. Ayrıca, Hazine arazilerini kullanan çiftçilerin de desteklerden yararlanacağını ikili konuşmada öğrendim. Destek verilen ürünlerin organize sanayi bölgeleriyle entegre edilmesi de dikkat çeken bir ayrıntı. Ancak verilecek desteklerin, bugünkü TÜİK verilerine göre hesaplanan güncel girdi maliyetlerine göre düzenlenecek olması, maliyet hesaplamaları konusunda bazı soru işaretlerini de beraberinde getiriyor.

Birkaç önemli noktayı tekrar vurgulamak isterim:

1. Su odaklı bu çalışmada, basınçlı sulama sistemlerine verilen desteklerin açıklanmasının hemen ardından sanayicilerin bu sistemlere zam yapmasının önüne geçilebilecek mi?

2. A ürünü eken bir üreticinin 10 TL kazandığı bir durumda, B ürününü ekmesi istendiğinde aynı kazancı sağlayabilecek mi? Verilen destekler bu farkı kapatabilecek mi?

3. Ürünlerin yeterince para etmediği ve çiftçilerin sermaye sıkıntısı çektiği bu dönemde, bir de sırtında büyük bir kambur olarak duran borç yükü halledilmeden, planlı üretime katılımı kolaylaştırmak nasıl olacak?

Zamanında bir padişah vezirine kaybedilen savaşın nedenlerini sormuş. Vezir, “Barut yoktu,” deyince padişah, “Diğer nedenleri saymana gerek yok,” diye yanıt vermiş. Çiftçinin barutunun kalmadığını görmek lazım.

Çiftçi günün sonunda cebine girene bakıyor. Yeterli bütçe olmadan yapılan çalışmalar, barutu olmayan bir silaha benzer…