Konut fiyatlarında yıllık artış hızlandı! Son 7 ayın zirvesi Mart ayında görüldü

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) yayımladığı Konut Fiyat Endeksi verilerine göre, konut fiyatları Mart ayında bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 32,34 oranında artış gösterdi. Bu oran, Ağustos 2024’ten bu yana kaydedilen en yüksek yıllık artış olarak öne çıkıyor ve piyasalardaki konut enflasyonunun yeniden hızlandığına işaret ediyor.
Aylık ve Reel Fiyat GelişmeleriMart ayında konut fiyatlarında kaydedilen aylık artış ise yüzde 2 seviyesinde gerçekleşti. Bu oran, önceki aylara kıyasla istikrarlı bir artış eğilimini yansıtsa da, enflasyonun etkisi göz önünde bulundurulduğunda reel bazda konut fiyatlarında bir gerileme yaşandığı görülüyor. TCMB verilerine göre Mart ayında konut fiyatları reel olarak, yani enflasyondan arındırılmış biçimde değerlendirildiğinde, yüzde 4,2 oranında düşüş kaydetti. Bu durum, konut alıcılarının satın alma gücünün reel anlamda zayıfladığını ve konut piyasasındaki fiyat hareketlerinin büyük oranda nominal enflasyon kaynaklı olduğunu ortaya koyuyor.
Üç Büyükşehirde Fiyat Dinamikleri: İstanbul, Ankara ve İzmirTCMB’nin üç büyük il özelinde yayımladığı verilere göre, Mart ayında İstanbul, Ankara ve İzmir’de konut fiyatlarındaki aylık artış oranları sırasıyla yüzde 2,5, yüzde 1,9 ve yüzde 3,8 olarak gerçekleşti. Bu artışlar, her üç büyükşehirde de konut talebinin hala canlı olduğunu ve fiyatların bu talep doğrultusunda yukarı yönlü hareket ettiğini gösteriyor.
Yıllık bazda bakıldığında ise Ankara, yüzde 38,6 oranındaki fiyat artışıyla ilk sırada yer aldı. Başkenti yüzde 32,5 ile İzmir ve yüzde 30,7 ile İstanbul izledi. Ankara’daki bu yüksek artış oranı, kentteki konut talebinin artmakta olduğunu ve özellikle kamu çalışanlarının yoğun bulunduğu bu şehirde konut piyasasının diğer büyükşehirlere kıyasla daha hareketli seyrettiğini gösteriyor.
Mart ayında açıklanan bu veriler, Türkiye’de konut fiyatlarının yeniden yükseliş trendine girdiğini ve enflasyonist baskıların konut piyasası üzerinde belirgin etkiler yarattığını ortaya koyuyor. Özellikle nominal artışların yüksek olmasına karşın reel bazda fiyatların düşmesi, vatandaşların alım gücünün ciddi ölçüde zayıfladığını ve konutun artık daha ulaşılmaz bir yatırım aracı haline geldiğini gösteriyor.
Özellikle büyükşehirlerdeki artış oranlarının ülke genelindeki ortalamanın üzerinde seyretmesi, metropollerdeki konut talebinin hâlâ güçlü olduğunu ortaya koyarken; bu durum aynı zamanda kira fiyatlarının da artmaya devam edeceğinin sinyalini veriyor.
Konut piyasasında yaşanan bu gelişmeler, hem bireysel yatırımcılar hem de kamu otoriteleri açısından dikkatle takip edilmesi gereken bir sürecin işaretlerini taşıyor. Özellikle faiz oranlarının yüksek seyrettiği bir dönemde bu fiyat artışlarının sürmesi, konut erişilebilirliğini daha da zorlaştırabilir. Dolayısıyla, konut piyasasındaki bu tür gelişmelerin önümüzdeki dönemde ekonomi politikaları üzerinde etkili olması muhtemel görünüyor.